İçeriğe geç

BÜYÜDÜKÇE KÜÇÜLEN TEKNOLOJİ

Neler oluyor?

Her sene büyük markaların yeni çıkan teknolojik ürünlerini büyük merakla bekliyor ve sahip olmak için çok ciddi bütçeler ayırıyoruz. Artık temel ihtiyaç haline gelen teknoloji yakın gelecekte bir ihtiyaç değil bir uzuv haline gelmesi öngörülmektedir [1].

Özellikle Milenyum dediğimiz 2000 yılından sonra teknoloji adet kırılma yaşadı ve kartopu misali gelişerek büyümeye devam ediyor. 1816’lı yıllarda  J. Nicephore Niepce’ nın devasa büyüklükteki kamerayı icat etmesi ile büyük şaşkınlıklar yaşayan insanlık şimdilerde 7’den 77’  herkesin cebinde leblebi büyüklüğünde yer almaktadır [2]. Ayrıca uzaydaki uydular sayesinde tüm dünya farklı versiyon kameralar ile izlenmektedir. Henüz ışınlanma bulunmadığını biliyoruz fakat kim ne zaman nerede oturduğumuz yerden görebiliyoruz [3]. Elimize geçirdiğiniz eldiven cinsi ürünler ile uzaktan elektronik cihaz veya yazılım içi öğeleri hareket ettirebiliyor yönetebiliyoruz. Tek bir parmak hareketi ile adeta paranormal filmlerdeki gibi sihir katıyoruz yaşamımıza. Gelgelelim ki bunun akademik dünyada en güzel tanımlarından birisi aslında mobilleşmektir [4]. Artan iletişim ihtiyacı büyük bir arz doğurur ve geliştirilen her teknolojik unsur küçültülme ve bireyin hareket alanına paralel işlevselleştirilme yönünde planlanır. Bugün kan şekeri ölçme işlemi sadece hastaneleri ve laboratuvarların yapabildiği veya sadece bu özel amaç için çıkarılmış cihazların sunduğu bir hizmet olmaktan çıkmış kolumuza belki de aksesuar olarak taktığımız akıllı saatler ile ölçülmesi mümkün hale gelmiştir [5]. Tüm teknolojiler küçülerek insan vücudu ile birleşme yoluna gitmekte ve giyilebilir teknoloji alanını geliştirmektedir. Göze yardımcı akıllı gözlükler ve lensler, spor faaliyetlerimizi takip edici akıllı sensörler, klavye ve fareye ihtiyacı ortadan kaldıran eldivenler adeta insanlığın yeni evrimi haline gelebilir. Ürün olarak geliştirilen giyilebilir akıllı ürünler birçok markanın da yeni pazarlama alanı haline gelmektedir. Şirketler artık sadece genel reklam alanlarında değil insan vücuduna en yakın olan bu özel alanlarda olma yarışına gireceklerdir. Buna örnek olarak Starbucks firmasının akıllı saatler için geliştirdiği “Wearbucks” ile müşterisini kendine çekmek için en yakın mağaza bildirimleri gönderiyor ve saatinden ödeme kolaylığı sunarak hareket alanını genişletici kolaylık sağlıyor [6]. Hayat asistanları haline gelen teknolojik ürünlerin varlığı insan hayatına destek ve rehabilitasyon sağlamak olmalıdır. Gelişen teknoloji insanların yerini almak değil konfor alanının kalitesini artırmak için olmalıdır.

[1]. Filiz BULUT, Gülten ÖZKAN,  “Siborg Teknolojisi ve Uygulamalarının Tıp Etiği Açısından Değerlendirilmesi”, Year 2020, Volume 46, Issue 2, 255 – 262, 01.08.2020

[2]. Ergün TURAN, “FOTOĞRAF: BELLEĞİ OLAN AYNA”, Year 2011, Volume 1, Issue 2, 19 – 24, 03.01.2014

[3]. https://sarkac.org/2020/10/uzaydaki-gozlerimiz-uydu-kameralari/

[4]. Dilan Ünver, “Kitap İncelemesi – 1: Teknolojiye Karşı İnsanlık”, İstanbul Gelişim Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 8 (2), Ekim 2021, ss. 482-485.

[5]. https://www.wareable.com/health-and-wellbeing/glucose-monitoring-wearables-2021-8389 , Glucose monitoring wearables explained: The companies chasing the ‘impossible’

[6]. Bilge KARAMEHMET, DİJİTAL PAZARLAMADA NESNELERİN İNTERNETİ: GİYİLEBİLİR TEKNOLOJİLER, Volume 14 Issue 2, 2019, p. 521-537, DOI: 10.7827/TurkishStudies.14997, ISSN: 1308-2140, Skopje/MACEDONIA-Ankara/TURKEY